Miyom Kısırlığa Yol Açıyor
PROF.DR.FARUK BUYRU: ‘‘BAZI MİYOMLAR GEBE KALMAYI ZORLAŞTIRDIĞI GİBİ BAZI MİYOMLAR DA DÜŞÜK VE ERKEN DOĞUMA NEDEN OLABİLİYOR’’
DOĞUM YAPMAMIŞ OLMAK MİYOM RİSKİNİ ARTIRIYOR…
Miyomlar, rahim duvarından çıkan ve her 4-5 kadından birinde görülen iyi huylu urlar…
Çoğu herhangi bir belirtiye neden olmayan ve ancak kontrol esnasında saptanabilen miyomlar doğurganlık çağının hastalığı..
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Faruk Buyru, miyomların gelişmelerinin östrojen hormonuna bağımlı olduğunu belirtiyor.
Menopozdan sonra östrojen hormonunun etkinliğinin azalması ile mevcut miyomlar genellikle küçülürler ve bir şikayete neden olmazlar. Miyomların gelişmesi ailevi bir eğilim göstermektedir. Annesinde veya ablasında miyom saptanan birinde miyom görülme riski daha fazladır. Bunu dışında doğum yapmamış olanlarda miyom gelişimine daha sık rastlanmaktadır.
Prof. Buyru, miyomların belirtilerinin bulundukları yer ve büyüklüklerine göre değişiklik gösterdiğini kaydediyor.
Rahim içine yakın ve büyük olan miyomlar daha fazla şikayete neden olurlar. Küçük bile olsa rahim içine yakın miyomlar adet esnasında kanama miktarının artmasına, kanama süresinin uzamasına yol açarlar. Tam tersine rahim dışına doğru olan miyomlar ise daha az şikayete neden olur. Bu tür miyomlar büyüdükleri takdirde idrar kesesi, barsak gibi komşu organlara bası yapıp, sık idrar yapma ve dışkılama güçlükleri şeklinde belirti verebilirler. Yine rahim duvarı içinde yer alan miyomlar da kanama ve bası belirtilerine yol açabilirler.
Miyomların büyüklükleri çok değişken olduğunu belirten Buyru, birkaç milimetreden, 20-30 cm’ye kadar büyük miyomlara rastlanabileceğini ifade ediyor.
Büyük miyomlar karında şişlik kanama, küçük miyomlar ise rahim içine yakın oldukları takdirde kanamaya neden olurlar. Şikayet ve belirtiler daha çok miyomların yerleşim yeri ile ilgilidir. Bazı miyomlar gebe kalmayı zorlaştırabileceği gibi, düşük ve erken doğum riskini de arttırabilirler. Özellikle rahim içinde ve rahim duvarında yer alan miyomlar kanamayla birlikte kısırlığa da yol açabilirler. Miyom çapı büyüdükçe ve sayıları arttıkça kısırlığa yol açma riski de artar. Rahim içinde yer alan miyomlar küçük bile olsa daha fazla sorun yaratırlar.
Prof.Dr. Faruk Buyru, miyomların yol açtığı en büyük problemlerin kanama, gebe kalamama, çevre dokulara bası ve yoğun kanama sonucu ortaya çıkan kansızlık olduğunu vurguluyor.
Miyomların kötü huylu olma olasılığı 1000’de 5 kadardır. Hızlı büyüyen, kan akımında farklılıklar olan miyomların kötü huylu olabileceği düşünülmelidir. Doğurganlığını tamamlamış kadınlarda, miyomlar çok sayıda olup, teker teker çıkarılmaları kanama riski taşıyor ve bu tür bir ameliyat kadının yaşamı açısından risk oluşturuyorsa rahim alınmasını gerektirebilir. Ayrıca miyom ameliyatları sonrası rahim etrafında ve rahim içinde yapışıklıklar olabilir. Ameliyat esnasında kullanılan malzemeden, ameliyat tekniğine kadar yapışıklık riskini etkileyen faktörler vardır. Çok dikkat edilmesine rağmen yine de ortaya çıkabilen bu yapışıklıklar, ameliyat sonrasında hastanın gebe kalmasını zorlaştırabilir, ağrı oluşumuna neden olabilir.
MİYOMDA KESİN ÇÖZÜM AMELİYAT…
Prof.Dr. Faruk Buyru, görülen her miyomun alınmasının gerekmediğini kaydediyor.
Miyomların ilaçla tedavisi yoktur. Nadiren ameliyata hazırlık amacı ile veya kanamaların azaltılması amacı ile geçici olarak ilaçlar kullanılabilir. Kesin çözüm ameliyattır. Ancak pek çok kadın, ameliyata gerek olmadan miyomları ile sorunsuz bir şekilde yaşamlarını sürdürebilirler. Kanama, gebe kalamama gibi şikayeti olanlarda ameliyat gerekebilir. Rahim içinde olan miyomlar küçük bile olsa hem gebe kalamama, hem de yoğun kanamaya neden olurlar ve ameliyat gerektirirler. Rahim duvarındaki miyomlar ise 5 cm. den büyük olduklarında veya çok sayıda olduklarında ameliyat düşünülebilir. Tabii ki en doğru kararı hasta ve doktoru birlikte vermelidir. Rahim dışında yer alan miyomlar ise çok büyüdüklerinde veya çevreye bası yaptıklarında ameliyat düşünülmelidir.
Prof.Dr. Faruk Buyru, miyomlara yapılacak ameliyatların çeşitli olduğunu kaydederek, kapalı veya açık ameliyatla miyomlar veya rahmin tamamının alınabileceğini kaydediyor.
Kapalı ameliyat laparoskopi veya histeroskopi ile yapılabilir. Rahim içinde yer alan miyomlar histeroskopi denilen yöntemle çıkartılabilirler. Çoğunlukla hastanede gece kalmadan, rahim ağzı genişletilerek kamera rehberliğinde rahim içine girilerek bu miyomların tamamı çıkartılabilir. Rahim içinde yer alan miyomlar en fazla şikayete yol açan, ancak ameliyatları en kolay olan miyomlardır. Rahim duvarında veya rahim dışında yer alan miyomlara laparoskopi denilen yöntemle göbekten optik bir aletle girilerek veya açık ameliyatla müdahale edilebilir. Burada cerrahın deneyimi, miyomun yerleşim yeri, miyomların sayısı karar vermede etkilidir.
Prof.Dr. Faruk Buyru, doğurganlık çağındaki kadınlarda tercih edilen ameliyat miyomektomi olduğunu belirtiyor.
Yani miyomların çıkartılmasıdır. Nadiren rahim alınması gerekebilir. Miyom ameliyatları sonrası miyomların tekrarlama olasılığı % 20 kadardır. Miyomlar çok sayıda ise tekrarlama riski artmaktadır. Doğurganlığını tamamlamış, tekrarlama riski yüksek olan miyomlarda rahim alınması gerekebilir. Doğurganlığını tamamlamış da olsa, kadın rahminin korunmasını istiyorsa bu durum değerlendirilmeli, hasta ve doktoru birlikte karar vermelidir.
MİYOMDA YENİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Prof. Dr. Buyru; miyomlarda ultrasonografik yöntemlerle ve miyomun kanlanmasını sağlayan damarın tıkanması şeklinde yeni tedavi seçeneklerinin olduğunu kaydediyor. Bu tür girişimler ameliyat olmak istemeyen veya ameliyatı sorunlu olabilecek hastalarda düşünülmelidir. Bu işlemlerden sonra da ağrı olabiliyor ve kadının doğurganlığı olumsuz etkilenebiliyor.
Bunlar bugün için yaygın olarak kullanılmayan, ancak özel durumlarda baş vurulan tedavi yöntemleridir.
Prof.Dr. Buyru, miyomların zaman zaman kistlerle karıştırılabildiğini ifade ediyor.
Miyomlar rahimden çıkar, patates kıvamında, serttirler. Kistler ise yumurtalıktan kaynaklanırlar, içi sıvı dolu balon gibi oluşumlardır. Kistler iyi veya kötü huylu olabilmektedir. Kistler bazen geçici olup, adet dönemiyle birlikte kaybolabilirler. Halbuki miyomların kaybolmaları söz konusu değildir.